20 Şubat 2017 Pazartesi

Translate Kurbanı Parmaklar




 
Selamlar...
 
Bir önceki yazıma istinaden devamını getireyim... ( O neymiş diyen için tık tık.)Telefonda arkadaşlık... Dil bilmeden konuşmaya, derdini, gününü anlatmaya çalışmak. En önemlisi kendini anlatmaya çalışmak. Kolay mı? Hiçte kolay değil. Parmaklarınız yoruluyor translate kullanacağım diye. Kopyala, yapıştırla ömür geçmiyorki 2 defa kursa gittiğim halde pratiksizlikten unuttuğum dildir ingilzce.           Derler ya dil nankördür konuşmazsan unutursun. Diyen doğru demiş.Niko ile konuşma çabalarımız sürüp giderken arada resimleşmeye devam ediyoruz tabi. Bana ilk gönderdiği resimdeki çirkin dediğim çocuk meğer isem bir içim su imişte haberim yokmuş. Arada türkçe yazıp göndermeleri falanda gönlümü fethetmedi değil.   Niko bir gün bana hayatımda biri olup olmadığını sordu. O dönemde hayatımda kimse yok. Doğal olarak yok dedim. Klasik, senin gibi birinin hayatında nasıl biri yok falan laf bağlamalarına girecek diye düşünürken hiç oralı olup ta sormadı bile... Nasıl böyle bir soru sormaz benim gibi dünya güzeli bir kıza anlayamamıştım.         
          
          Herneyse.. 

          Niko bazen arkadaşları ile dışarı çıktığında beni hiç iplemiyordu. Ertesi gün tekrar konuşuyorduk ve önceki gecenin resimlerini gönderiyordu. O resimlerde hep bir kız dikkatimi çekiyordu. Yanlış anlamayın kız güzel falan değil bende kıskanç değilim. Niko ya bu kız ile neden bir ilişki yaşamıyorsun diye sorduğumda "Biz çok yakın arkadaşız öyle birşey olmaz, olamaz!" dedi. Bu arada aylar geçmeye başladı. 2,4,6 derken Facebook üzerinde arkadaş olduk. (Tabi ben daha önceden profilini su gibi ezberlemiştim bu yüzden yabancılık çekmedim). Bu arada hala mesajlaşarak iletişim kurmaya çalışıyorum. Niko bir kaç defa arasada telefon çekmiyor bahanesi yapıp yüzüne kapatıyorum şakkadanak. 
        
          Bir cumartesi günü Niko bana mesaj atmadı. Merak ettim. "Günaydın! Nasılsın?" yazdım gönderdim. Cevap yok, son görülme kapalı. O dönemde whatsapp bu ayara sahip değil ama androidlerde bir şekilde yapıldığını araştırdım ve öğrendim. Çünkü aklıma gelen başıma gelir. Niko o dönemlerde android telefon kullanıyor. Bana 3 gün sonra cevap verdi. Düşünebiliyor musunuz? 3 koca gün. Sen kimsin be densiz! Beni 3 gün bekletirsin? Ne haddine? Dengesize bak ya demedim tabi. Resim attı bana. Düşmüş zavallı dizleri mosmor olmuş. İçim sızladı dersem yalan söylemiş olurum. Bana ne yani? İnsan dizi ile mesaj yazmıyor ya sonuçta. Geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmadım. Lafımı güzel bir oturtturup telefonumu benden yarım metre uzağa bıraktım. Gel zaman git zaman mesajlaşmalar yoğun akışını kaybetmeye başladı. Günlük mesajlaşmalar, haftada bire düştü. İplenmemeye başladığımı hissediyordum.
           
          Ama sebebi neydi?





13 Şubat 2017 Pazartesi

Tuhaf Şeylerin Başlangıcı...


Herkese Merhaba..

Bugün sizlere hayatımı değiştiren o ilginç olayın ilk bölümünü anlatmak istiyorum. Hazırsanız başlayalım...

Sene 2013.. Bir pazar sabahı kahvaltı hazırlamak için salon ve mutfak arası mekik dokuyorum. O sırada Tv de bir pazar magazin programında duyduğum şarkı beni resmen salona çiviledi.Çok sevdiğim bir doğaçlama skeç programı yaz tatili için turneye çıkmış ve çıkış şarkısı olarak bir şarkı seçmiş kendilerine. Şarkıya kulak vermeye, anlamaya çalışıyorum ama röportaj ile birlikte anlamak çok zor. O sırada şöyle dedim.. Telefonum!! 

Hemen telefonuma sesi kaydettim. Kız kardeşim Gözde ve ben etnik müzik dinlemeye bayılırız. Şarkıyı ona dinlettim. Şarkının içerisinde İngilizceyi andıran sözler var ama bir türlü algılayamıyoruz. Ailemizin akıl küpü sevgili erkek kardeşimiz Kaan beylere danıştık. Kendisinin yabancı dilleri iyidir. Aksanlı ingilizce olabileceğini, arada röportaj konuşmaları da olduğundan pek anlayamadığını söyledi. Ama ben yılmadım. Yapamadım, bulamadım, anlamıyorum diyerek pes etmek bana göre değildi. Tam bir hafta uğraştım aradım taradım araştırdım. En sonunda şarkıyı buldum..

Şarkının adı "Why This Kolaveri Di". Hemde hint ezgileri. Aklıma yıllar önce izlediğim "Masti" filmi, o dönemlerde popüler Punjabi şarkıları geldi. Deli gibi dinlerdik. Konuya döneyim.Tabi biz şarkıyı bulduğumuz için çok mutluyuz o an. Gözde ile beraber sabahtan akşama kadar dinler olduk. Sonra diğer şarkıları derken kendimizi bir anda hint şarkılarının içerisinde bulduk. Genelde insanlar Bollywood filmleri izleyerek şarkılarını dinler. Biz sadece şarkı dinler olduk. Bu sayede dans kursuna başladık, Çok güzel ve özel arkadaşlarımız oldu. Hindistan hakkında bilgi sahibi olduk. Kültürünü, yemeklerini, renklerini, adetlerini şarkılardan ziyade bir bütün olarak öğrenmek istedim.

Bir gün evde otururken can sıkıntısından telefonuma bir program indirdim. Bu program ile farklı ülkelerden farklı insanlarla tanışabiliyorsunuz. Programı açtığımda bana ülke isimleri sundu. Ben de ülke olarak Hindistan'ı seçtim.O an telefonuma sürekli mesajlar gelmeye başladı. Hi! Hello! Bla bla bla... Birkaç kişi ile konuşma şansım oldu. Tabi translate kullanarak. Çok laubali konuşanlar oldu. Cevap vermedim. İki kişi gerçekten çok sıcakkanlı ve sevecendi. Sonra üçüncü kişi dahil oldu. Oda çok saygılıydı. Konuştum iki kişiden biri havaalanında çalışıyor diğeri Kanada'da yaşıyordu. İşleri nedeniyle konuşmamızı kısa kesmiştik. 3. Kişi ise bana şöyle dedi "Bu program telefonun bataryasını vampir gibi emiyor bu benim numaram eğer kendini rahat hissedersen bana mesaj atabilirsin WhatsApp üzerinden konuşabiliriz" Hadi canım bütün erkeklerde aynı numara. WhatsApp kullanıyor musun? istersen WhatsApp üzerinden konuşalım 😏

Telefon numarasını kaydettim ama mesaj atmadım. Sonrada uygulamayı sildim. Aradan bir hafta sonra nedense mesaj attım o 3. kişiye. "Hi Asli here". Hemen bir cevap...Hey Aslı nasılsın? Mesaj atmazsın zannediyordum. Evet belki de atmazdım ama attım. Sonra konuşmaya başladık üçüncü kişiyle. Üçüncü kişi.. 

Ben niye adını yazmıyorum bu çocuğun? Adı Nikhil efenim. Çocuğumuzun adı Nikhil. Nikhil ile konuşmamız güzel gidiyordu gün içinde yaptıklarımızdan bahsediyorduk. Gayet saygılı ve seviyeliydi.Sonra bana bir tane resmini gönderdi. Gözünde gözlük, gömlek yakaları ayakta.. Aman Allahım bu ne çirkinlik 😱.

Ama her zaman saygılıydı. Sabah uyandığımda günaydın mesajı. Gün içerisinde işlerin nasıl gittiği ile alakalı mesaj. Gün bitiminde günün nasıldı? Gece iyi geceler. Zamanla alışmaya başlamıştım bu mesajlara. Hatta gözümü sürekli telefon ekranına bakarken yakalıyordum. Güzel bir arkadaşlık başlamıştı aramızda. Ben,Nikhil ve translate.

Peki bu arkadaşlık hayatımıza neleri getirip neleri götürecekti?